İçeriğe geç

Güzariş ne demek ?

Güzariş Ne Demek? – Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk

Giriş: Öğrenmek Bir Yolculuktur, Varılacak Yer Değil

Bir eğitimci olarak yıllar içinde şunu fark ettim: Öğrenme, yalnızca bilgi edinme değil, insanın kendini yeniden inşa etme sürecidir. Her yeni kavram, her yeni kelime, bireyin dünyayı algılama biçimini değiştirir. “Güzariş” kelimesi de tam olarak böyle bir kelimedir.

Kulağa eski, neredeyse unutulmuş gibi gelir ama içinde derin bir anlam taşır. Güzariş, Farsça kökenli bir sözcüktür; “rica”, “talep” ya da “bir dileği ifade etme” anlamına gelir. Ancak pedagojik bir bakışla ele alındığında güzariş, yalnızca bir isteği değil, bir öğrenme çağrısını da temsil eder.

Bu yazıda, “güzariş” kavramını öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve bireysel-toplumsal etkiler çerçevesinde ele alarak, öğrenmenin dönüştürücü gücünü birlikte keşfedeceğiz.

Güzariş ve Öğrenme Teorileri: İsteğin Bilgiye Dönüşümü

Öğrenme teorilerinin temelinde bir soru yatar: İnsan neden öğrenir?

Davranışçılara göre öğrenme, ödül ve ceza dengesidir; bilişselcilere göre bilgi işlemleme süreci; yapılandırmacılara göre ise bireyin aktif anlam inşasıdır.

Peki, “güzariş” bu resme nasıl oturur?

Güzariş, öğrenme arzusunun söze dönüşmüş hâlidir. Bir öğrencinin “anlatır mısınız hocam?” deyişi, aslında bir güzariştir — bilgiye duyulan samimi bir talep.

Bu noktada, John Dewey’in “öğrenme, yaşantıların yeniden yapılandırılmasıdır” sözünü hatırlamak gerekir. Güzariş, işte o yaşantının başlangıcıdır.

Her “rica” bir öğrenme eylemini tetikler. Çünkü insan, ancak merak ettiğinde, yani bir güzarişte bulunduğunda öğrenmeye gerçekten hazır hâle gelir.

Pedagojik Perspektif: Öğretmenin Rolü ve Güzarişin Etiği

Eğitimde öğretmen, yalnızca bilgi aktaran kişi değildir; öğrencinin merakını yönlendiren, onun öğrenme isteğini besleyen bir rehberdir.

Bir öğrenci bir soruyla geldiğinde, öğretmenin vereceği yanıt kadar, o soruya gösterdiği pedagojik duyarlılık da önemlidir.

Eğer öğretmen, öğrencinin güzarişini ciddiye almazsa, öğrenmenin kıvılcımı sönmeye başlar.

Paulo Freire’in “Ezilenlerin Pedagojisi”nde vurguladığı gibi, eğitim bir diyalogdur. Güzariş ise bu diyaloğun kalbinde yer alır.

Bir öğretmenin görevi, yalnızca bilgi vermek değil, öğrencinin güzarişini dinlemeyi öğrenmektir. Çünkü her güzariş, bir öğrenme niyetidir — bir insanın iç dünyasından yükselen “anlamak istiyorum” çağrısıdır.

Toplumsal Etkiler: Öğrenme Kültüründe Güzarişin Yeri

Toplumlar, öğrenmeye nasıl yaklaşıyorsa, güzarişi de öyle yaşar.

Otoriter toplumlarda “soru sormak” çoğu zaman cesaret ister; çünkü bilgi tek yönlüdür. Oysa demokratik toplumlarda güzariş, eğitimin en doğal parçasıdır.

Bir öğrencinin, bir vatandaşın, hatta bir çocuğun bile “neden?” diye sorma hakkı vardır.

Bu nedenle güzariş, sadece bireysel değil, toplumsal bir öğrenme davranışıdır.

Bir toplumda insanlar güzariş etmekten korkmuyorsa, o toplum öğrenmeye açıktır. Ama eğer güzariş susturuluyorsa, orada bilgi değil, ezber hüküm sürer.

Pedagojik açıdan, bir toplumun gelişmişliği, onun “rica eden” değil, “sorgulayan” bireyler yetiştirme kapasitesiyle ölçülür.

Bireysel Dönüşüm: Öğrenmenin İçsel Yolculuğu

Her insanın içinde bir “öğrenme sesi” vardır. O ses bazen bir merak, bazen bir istektir — bir güzariştir.

Bu içsel ses, bireyin kendini tanıma sürecini yönlendirir.

Mezirow’un Dönüştürücü Öğrenme Kuramı’na göre, öğrenme yalnızca bilgi edinme değil, kişinin bakış açısını yeniden şekillendirme sürecidir.

Bir insan güzarişte bulunduğunda, yani öğrenmek istediğinde, aslında kendi sınırlarını aşmak için ilk adımı atmıştır.

Bu süreçte öğretmen, yalnızca bilgi kaynağı değil, yol arkadaşına dönüşür. Çünkü her güzariş, öğrenenle öğreten arasında bir köprü kurar.

Sonuç: Güzarişi Yeniden Hatırlamak

Güzariş ne demek?” sorusu, dilin unutulmuş bir kelimesi gibi görünse de, eğitimin özünü yeniden hatırlatır.

Güzariş, öğrenmeye duyulan istektir.

Bir öğrencinin sorusu, bir vatandaşın merakı, bir çocuğun “neden?” deyişi — hepsi bir güzariştir.

Eğitim sistemlerinin görevi, bu güzarişi teşvik etmektir; çünkü güzarişin olmadığı yerde öğrenme değil, sadece ezber vardır.

Belki de asıl sormamız gereken soru şudur:

Biz en son ne zaman samimi bir güzarişte bulunduk?

Öğrenmeyi yeniden bir keşif, bir paylaşım, bir dönüşüm hâline getirebilmek için, her gün yeni bir güzarişle yola çıkmak gerekir.

Etiketler: #pedagoji #öğrenme #eğitim #güzariş #merak #öğrencipsikolojisi #öğretmen #dönüştürücüöğrenme #PauloFreire #JohnDewey

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money